Yaz ile vedalaşmak.

Tatlı yaz esintilerinin, küçük buseler kondurarak sımsıcak hissettirdiği olgunlaşma dönemine yeniden görüşmek üzere veda etmek. Göçen leyleklerin lakırtılarını sapsarı ovalarda görmek için can attığın günler için özlem duymak. Ve yaşamak. Vedalarla yaşamak.

 Kuzeyden güneye ve yine güneyden kuzeye olan bu yolculuk gidene veda edilir mi? Veda gidene midir? Kalana mı?.. Kokulu meyveler, rengârenk kelebekler ve açan onlarca çiçek ile birlikte görünen rüya ya da an geriye ne bıraktıysa payına düşürdüğündür. Zaman kum saatinin içerisinden sinsi bir yılan kadar kıvrak süzülürken, anıların merdivenlerinde ki basamak olması yürüdüğün yolda oturak olması kalbinde ki buzların çözünmesini sağlayıp köklerine can suyu olduysa yaz senin döngüne uğramıştır. Onlarca döngünün içerisinde hulahop ile dönen Dünya umarım eğleniyordur. Hulahop döndürebilen için ne de eğlenceli oyuncaktır. Peki hulahop da eğleniyor mudur? Hulahup olmayan bilebilir mi?. Gökyüzünde püsküllerini sallaya sallaya uçan özgürlüğü kısıtlanmış uçurtmaların yükseklik korkusu umarım yoktur. Yükseliş için beklenen rüzgar çıtalarını doldurduğunda doğru koşu ile alınan yolda yavaş yavaş bırakılan ipin bulutlara yaklaşmasının yükselmeyi seven uçurtma için ne kadar haz dolu olduğunu belki tahmin edemem ama eminim inerken hissettiği korkuyu tanımlamak kalbin içerisinde raflara kaldırılan anılarda onlarca tasvir ile vücut bulabilir. Ve evet doruklara tırmanmanın hazzı her metada emsalsizdir fakat düşüşler birbirlerinin yankılarıdır. Leylekler lakırdarken de kanat çırparken de güneşin büyüsüne kapılırlar. Güneşin büyüsü yazın gücüdür. Yaz ile vedalaş.